Ayşe Ajda Pekkan, Babası Subay, annesi ev hanımıydı. Çok ‘sosyal ve modern’ bir çevrede yetişti. Çocukluğu babasının işi dolaysıyla Gölcük´te geçti. Kariyerinin başlatan 1963 yılında Ses dergisinin açmış olduğu artist yarışmasına katılarak ve birinci olması ile başladı. Hemen ilk filmini çevirdi. Sanat hayatı boyunca birçok filmde rol aldı. Bunların en bilinenlerinden birisi de ´Abidik Gubidik´ti. Bu filmde Öztürk Serengil ve Aysel Tanju ile rol aldı. 1970´lerde müzik piyasasına adım attı. 1975-76´lı yıllarda sözlerini Fikret Şeneş´in yazdığı aranjörlüğünü Noray Demirci´nin yaptığı ´Hoş Gör Sen´, 1977 yılında seslendirdiği Fransızca parça ‘Viens Dans Ma Vie’ filmlerde yer almıştır. Artık Türkiye´nin tanıdığı biriydi. Türkiye´de estetik ameliyatı konusunda bir ilk oldu. Türk popunun ilk aşaması diyebileceğimiz ´aranjman´ modasının ilk ürünlerini verenlerden oldu.1973 yılında Avrupa´nın ünlü müzikholü ´Olympia´da verdiği konserle hem dış dünyaya açıldı.Türkiye’nin mutlu azınlığı ona ´Superstar´ ünvanını aldı. 7 yıl kadar Fransa´da kaldıktan sonra ülkesine döndü. Ülkü Aker ve Fikret Şenes gibi söz yazarlarıyla çalıştı.
1980 yılında Türkçe sözlerini Şanar Yurdatapan ve müziğini Atilla Özdemiroğlu nun yaptığı Petroil adlı parçasıyla Eurovision da ülkemizi temsil etti. Müzik yelpazesini genişleten Pekkan, Jazz türüne eğildi ve Amerikalı ünlü bir sanatçıyla konser verdi. Bu konserde ona vokalist olarak Mazhar-Fuat-Özkan (MFÖ) eşlik etti. 90´lı yıllarda her sene bir albüm çıkardı. En son ´Resim´ adlı bir bir teklikden oluşan albüm yayınladı.
1960'lı Yıllar [değiştir]Ajda Pekkan, kardeşi Semiramis Pekkan'ın da desteğiyle, 1961 yılında dönemin en popüler gece klubü Çatı'nın sahibi olan İlham Gencer'e ulaştı. İlk olarak seslendirdiği Mina'nın "Il Cielo In Una Stanza" şarkısıyla kendini kabul ettirdiği Çatı gece klubünde, Los Çatikos topluluğu eşliğinde bir müddet sahne çalışması yaptı. 1963 yılında bir aile dostlarının teşvikiyle Ses Dergisi'nin, sinemaya yeni yüzler getirmek amacıyla açtığı kapak yıldızı yarışmasına katıldı. Ediz Hun'un erkekler dalında birinci, Hülya Koçyiğit'in bayanlar dalında ikinci olduğu yarışmada, birinci seçilen Ajda Pekkan'ın profesyonel kariyeri böylece başlamış oldu. Avrupai görünümü ve cüretkar tavırlarıyla Yeşilçam'ın gözde sanatçılarından biri olan Ajda Pekkan, beyaz perdeden gelen teklifleri değerlendirmeye başladı ve 1963 yılında "Adanalı Tayfur" ile ilk kez çıktığı kamera karşısında, 1969 yılındaki son filmi olan "Harun Reşit'in Gözdesi"ne kadar baş rollerini Ayhan Işık, Cüneyt Arkın ve Tamer Yiğit gibi sanatçılarla paylaştığı 47 film çevirdi. Ses kabiliyeti rol aldığı filmlerdeki yapımcıların da dikkatinden kaçmadı ve pek çok filminde şarkıcı rolü üstlendi ve çeşitli şarkılar seslendirdi. İlk filmi "Adanalı Tayfur"da seslendirdiği "Göz Göz Değdi Bana" şarkısı, arka yüzünde Öztürk Serengil'in seslendirdiği "Abidik Gubidik Twist" şarkısıyla birlikte 45'lik plak olarak yayınlandı. Sinemaya başlamadan önce tanışıp şarkıcılık yapabilmesi için yardım istediği ve kabiliyetine ikna ettiği Fecri Ebcioğlu, sinema yıllarında da Ajda Pekkan'la irtibatını hiç koparmadı ve 1965 yılında, kendine ait ilk plağı olan "Her Yerde Kar Var - 17 Yaşında" piyasaya sürüldü. Fecri Ebcioğlu'nun yabancı şarkılar üzerine Türkçe sözler yazarak ülkemize benimsettiği "aranjman" tarzının en büyük starı, Adamo'nun ünlü şarkısını yine Adamo gibi Fransız aksanıyla söyleyerek, büyük bir ilgi ve beğeniyle karşılandı. Sahnelerden sinemaya geçen sanatçıların aksine, sinemadan sahneye geçen Ajda Pekkan, peşpeşe yayınlanan birden fazla plaktan sonra, 1967 yılında çıkardığı "İki Yabancı - Bang Bang" 45'liği ile aranjman dalında on binlerce plak satarak satış rekoru kırdı. "Dünya Dönüyor", "Saklanbaç", "Boş Sokak", "Boşvermişim Dünyaya" ve "Üç Kalp" gibi üstüste çok başarılı plaklar yaptı. Bu yükselen trendin neticesinde yurtdışından davetler aldı ve Atina'daki Uluslararası Apollonia Müzik Festivali'nde; '68 yılında "Özleyiş" ve '69 yılında "Perhaps One Day" şarkıları ile üstüste iki kere dördüncü olarak müzik piyasasındaki yerini sağlamlaştırdı. Barcelona'daki Akdeniz Şarkıları Festivali'nde "Ve Ben Şimdi" şarkısı ile Türkiye'yi temsil etmesi ve şarkılarının pek çok filmde fon müziği olarak kullanılması, Ajda Pekkan'ı tüm ülkede tanınır hale getirdiği gibi, Zeki Müren'le gerçekleştirmeye başladığı gazino programlarıyla birlikte ülkenin bir numaralı yıldızı konumuna da taşımış oldu.
1970'li Yıllar [değiştir]Her ülkenin starlarını bünyesinde barındırmaya özen gösteren Philips firması, Türkiye'den seçtiği Ajda Pekkan'ı kanatlarının altına aldı ve kayıtları Fransa'daki stüdyolarda gerçekleştirilen, Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı şarkılarla, Ajda Pekkan'ın diğer şarkıcılardan bir adım öne fırladığı yıllar başladı. Üstüste gelen hit plaklarla Ajda Pekkan'ın sesi tüm ülkede keyifle dinlendiği gibi, şık giyimi, sürekli kendini yenileyen görünümü ve değişime açık tavrıyla sadece müzikte değil moda konusunda da hayranlarını sürükleyen bir ikon haline geldi. "Sensiz Yıllarda", "Yalnızlıktan Bezdim" gibi şarkılarla fırtına gibi girdiği 70'lerin ortalarında seslendirdiği "Tanrı Misafiri", "Kimler Geldi Kimler Geçti", "Hoşgör Sen", "Sana Ne Kime Ne" gibi ileride birer Ajda Pekkan klasiği haline gelecek şarkılarıyla Türkiye sınırlarını zorlamaya başladı.
Bu üstün performansının sonucunda 1976 yılında Paris'in ünlü Olympia müzikholünde, pek çok şarkısının Türkçe versiyonlarını seslendirdiği, dönemin ünlü Cezayir asıllı Fransız şarkıcısı Enrico Macias'la seri konserler verdi. Bir dost toplantısında Hürriyet Gazetesi sahibi Erol Simavi'nin "Ajda Pekkan'a star demek yetmez, ancak süperstar dersek yerini bulur." sözüyle birlikte önce sanat çevrelerinde, sonra hayranlarının arasında, daha sonra da tüm ülkede "Süperstar" ünvanıyla anılır oldu. 1977 yılında bu ünvanını ilk kez resmileştiren, o güne kadar benzeri görülmemiş bir kapak dizaynı ve prodüksiyonla piyasaya sunulan, "Kim Ne Derse Desin", "Hancı" gibi şarkıların yer aldığı albümü "Süperstar"ı hazırladı. Aynı yıl Tokyo'daki Yamaha Müzik Festivali'nde "A Mes Amours" şarkısıyla elde ettiği başarılı netice, 70'lerin başında, yurtdışında, ilk olarak, Almanca ve daha sonra Fransızca, Japonca ve Yunanca 45'lik plakları satışa sunulan Ajda Pekkan'ın '77 ve '78 yıllarında Fransa'da oldukça ses getiren 45'lik çalışmaları yapmasına ve sonunda "Pour Lui" isimli Fransızca albümünü hazırlamasına ön ayak oldu. Halk konserleri, sahne çalışmaları ve konuk sanatçı olarak katıldığı uluslararası organizasyonlar ile başarısını pekiştiren Ajda Pekkan, 1979 yılında "Bambaşka Biri", "Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile" gibi şarkıların yer aldığı Süperstar serisinin ikinci albümü "Süperstar II"de bir kez daha herdaim zirvede olduğunu kanıtlamış oldu. 70'li yıllarda defalarca yılın sanatçısı seçildiği gibi şarkıları da liste başlarından inmedi, çeşitli ödüller kazandı.
1980'li Yıllar [değiştir]O seneye kadar, Türkiye'yi temsil etme görevinin, eleme usulüyle belirlendiği Eurovision şarkı yarışmasına 1980 yılında atama yoluyla Ajda Pekkan seçildi. İlk önce tespit edilen 5 bestecinin şarkılarının jüri tarafından 3'e düşürülmesiyle, "Bir Dünya Ver Bana", "Olsam" ve "Pet'r oil" ile Tv ekranlarında boy gösterdi. "Pet'r oil"ın Türkiye'yi temsil etmesine karar verilen gece sonunda, ülkemizde hiç olmamış bir şey oldu ve henüz plağı satışa sunulmamış bir şarkı tüm halk tarafından ezbere söylenir oldu. Kulis faaliyetlerinin yetersizliği, şarkının siyasi hicivli yapısı ve yarışma gecesindeki organizasyon bozuklukları neticesinde Ajda Pekkan bu yarışmada hayal kırıklığı yaratan bir derece aldı. Süperstar'ı bir hayli küstüren bu yarışmadan sonra bir süre dinlenme kararı alıp ABD'ye yerleşti.
70'lerin sona ermesiyle birlikte Pop Müzik'in cazibesini yitirip, Alaturka ve Arabesk'e yönelindiği yıllarda "Sen Mutlu Ol" ve "Sevdim Seni" isminde hafif müzik ve alaturka sentezi iki albüm yaptı. Ancak Süperstar'ın bir türlü içine sinmeyen ve kendi isteği doğrultusunda gerçekleşmeyen, ısmarlama olarak hazırlanan bu albümler Ajda Pekkan hayranlarının beklediği renkten ve kıvamdan uzaktı. Yerli bestecilerle çalışmaktan beklediği verimi alamayan Ajda Pekkan, 70'lerde kendi önderliğinde yükselen aranjman akımına geri döndü. "Süperstar 83 Show"uyla sahnelerde fırtına gibi eserken, en başarılı çalışmalarında yanında olan Fikret Şeneş'le birlikte çalıştığı "Uykusuz Her Gece", "Son Yolcu" gibi şarkıların yer aldığı "Süperstar 83" albümüyle yeniden gönülleri fethetti. Reklam filmleri, Tv programları, sahne çalışmalarıyla ikinci baharını yaşayan Süperstar, '84 yılının sonlarında yapımcılarının ve yakın çevresinin ısrarıyla dönemin popüler gruplarından Beş Yıl Önce On Yıl Sonra ile bir albüm hazırladı. "O Benim Dünyam" şarkısıyla yeniden çıkış yakalayan Ajda Pekkan, şarkı yorumlarındaki üstün bir performansına rağmen şarkıların özensizliği ve zorlama bir albüm olmasından dolayı, yeni ekibiyle beklediği sükseyi yapamadı. '87 yılında Ülkü Aker ve Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı "Kim Olsa Anlatır", "Yalnızlık Yolcusu" gibi şarkılarla, özel hayranları için eşsiz olarak nitelenen ancak hit şarkı eksikliği nedeniyle, "Süperstar 83"ün gölgesinde kalacak olan "Süperstar 4" albümünü hazırladı. Sonrasında yaptığı evlilik nedeniyle aldığı müziği bırakma kararı tüm müzik severleri üzse de, müzikten ayrı geçen günlerinde yaşadığı boşluk hissi neticesinde yeniden müziğe dönüş kararı verdiği sıralarda evliliği de sona erdi.
1990'lı Yıllar [değiştir]'89 yılının son günlerinde "Ajda 90" albümünü piyasaya sürdü. Pop müziğin çıkmaza girdiği, hatta unutulduğu günlerde "Yaz Yaz Yaz" ile ortalığı kasıp kavurdu. Yarısı yerli beste, yarısı aranjman olan bu albüm, Ajda Pekkan'ın muhteşem dönüşünün bir işaretiydi adeta. Peşi sıra başlayan Rumelihisarı konserleriyle Süperstar, sevenlerini kaldığı yerden büyülemeye devam etti. '91, '93 ve '96 yıllarında çoğunlukla yerli bestecilerle çalıştığı albümleriyle, hem yeni kuşaklarla buluşmuş hem de ezeli hayranlarıyla olan bağını kopartmamış oldu. 90'ların ortalarına kadarki 30 senelik müzikal kariyerinde hiç derleme albüm yapmayan Ajda Pekkan'ın, hayranlarını çok memnun etse de kendi rızası dışında yayınlanan "Hoşgör Sen" ve "Unutulmayanlar" albümleri piyasaya çıktı. Bu yapımlar haricinde; '93 yılında, çeşitli sanatçıların katılımıyla hazırlanan, "Sevgiyle 93" aldı albümde, sanatçı dostlarıyla birlikte "Sev Dünyayı" ve solo olarak, Turhan Yükseler'in yeni düzenlemesiyle, "Sensiz Yıllarda" adlı şarkıları seslendirmiştir. 1995 yılında, Yapı Kredi Bankası'nın, özel müşterileri için, hazırlatmış olduğu "Altın Yıllar Altın Şarkılar" albümünde, Selçuk Başar'ın yeni düzenlemesiyle, "Kimler Geldi Kimler Geçti" şarkısını yeniden seslendirmiştir.
Sahne çalışmalarına aralıksız devam eden Ajda Pekkan, '98 yılında, eski şarkılarının yeni düzenlemelerini seslendirdiği; "The Best of Ajda" albümüyle iki yıllık bir aranın ardından bir kez daha izleyici ve dinleyicileriyle buluştu. Yüksek satış grafiği yakalayan bu albümle, geçmişten bugüne değin iz bırakmayı başarmış onlarca Ajda Pekkan klasiğini genç kuşaklarla buluşturdu. Sanatçı, 1998 yılında, profesyonel sanat yaşamının 35. yılında, Kültür Bakanlığı'nca Devlet Sanatçılığı ile onurlandırıldı.
2000'li Yıllar [değiştir]Yüksek satış grafiği yakalayan, '98 tarihli, "The Best of Ajda" albümünü takiben, 2000 yılında çift cd&mc formatındaki "Diva" albümü piyasaya çıktı. Bu albümde Ajda Pekkan'ın eski şarkılarının yeni yorumlarının yanı sıra, "Mutlu Bütün Şarkılar" ve "Aşka İnanma" gibi iki yeni şarkı ve kardeşi Semiramis Pekkan'ın eski şarkılarından "Dert Ortağım Benim" ile "Bu Ne Biçim Hayat"ın da Ajda Pekkan yorumları yer aldı. Büyük başarı elde eden bu albümün şarkılarından "Bir Günah Gibi", dünyaca ünlü DJ Claude Challe'nin "Buddha Bar" serisinde yer aldı. 2000 yılında Monako'da Monte Carlo Sporting D'été Müzikholü'nde dünyaca ünlü sanatçılarla birlikte sahne alan Süperstar'a, Kültür Bakanlığı'nca, bir de "Prestige de la Turquie avec Ajda Pekkan" üst başlıklı, Türkiye'yi tanıtıcı, bir kısa video hazırlatıldı. 60, 70 ve 80'li yıllarda pek çok filmde fon müziği olarak kullanılan Ajda Pekkan şarkılarından sonra Ajda Pekkan'ın sesi, 2001 yılı içerisinde sinemalarda gösterime giren Ferzan Özpetek'in yönetmenliğini yaptığı, "Cahil Periler" filminde "Bambaşka Biri" ve Meksika'da yayınlanan bir pembe dizide de "Bir Günah Gibi" şarkıları ile yer aldığı filmlere renk kattı. Sadece şarkı söyleyerek kendini istediği kadar ifade edemediğini düşünen ve 60'lardaki beyaz perde macerasını yeniden tatmak isteyen Ajda Pekkan, 2002 yılında, "Şöhret Sandalı" adlı sinema filminin, Halil Ergün'le, başrollerini paylaştı.
2003 yazında, üç yıllık bir aranın ardından, "Sen İste" ile yeniden sevenleriyle buluşan Ajda Pekkan, bu single prodüksiyonunu takiben, yeni albüm yapma hazırlığına girdi, fakat bu yeni single'ın habercisi olduğu albüm hiç yayınlanmadı. 2005 yazında, Kanal D ekranlarında çok beğenilen "Superstar Show" adlı bir televizyon programı yapmaya başladı.11 Haziran 2006'da "Cool Kadın" adlı albüm piyasaya çıktı ve göstermiş olduğu başarıdan ötürü, MÜYAP tarafından Altın Plak'la ödüllendirildi. 2007 yılı içersinde, "Ajda Disco'da" adıyla, birden fazla DJ ile bir dizi konser geçrekleştirdi. 2008'in Haziran ayında Polisan sponsorluğunda İstanbul, Ankara ve İzmir'de konserler veren sanatçı, konserlerde seyirciler tarafından büyük beğeni toplayan iki yeni şarkısını, "Flu Gibi" ve "Gerisi Hikaye"yi, seslendirdi. Ünlü sanatçı bu konserleri takiben, yepyeni albümü " Aynen Öyle"yi 24 Temmuz 2008 itibariyle izleyici ve dinleyicileriyle buluşturdu.
2009 baharında Serdar Ortaç'tan "Resim" adlı bir beste alan Pekkan, 21 Mayıs tarihinde bu şarkıyı single olarak yayınlayadı ve 22 Mayıs'ta Beyaz Show'da ilk kez seslendirdi.
Ajda'nın gözünden [değiştir]Türk Pop Müziği'nin en saygı değer ismi olarak görülen Pekkan'ın bu sıfatla birlikte sanat dünyasındaki pek çok isimle de hatırı sayılır ilişkileri var. Güldünya projesi kapsamında Bakırköy Kadın Tutukevi'ni ziyaret eden Pekkan, orada tutuklu bulunan Deniz Seki'ye destek verdi.[1] Onun dışında Sezen Aksu'yla da gönül dostluğu bulunan Pekkan, çok sık olmasa da Nilüfer ve Nükhet Duru'yla görüşmeyi ihmal etmiyor. Müzik dünyasından Sertab Erener[2] ve Funda Arar gibi isimleri beğenen, Hande Yener ve İzel gibi isimlerin eski şarkılarına benzer tarzda şarkılar okuyan [3] Pekkan, dönemin korsan ve repertuar sıkıntısına rağmen yeni isimlere güveniyor.